Açıklamalar
22 dönümden fazla pitoresk arazi üzerinde yer alan tesis, 50'den fazla görkemli canlı meşe ağacıyla süslenmiştir. Mülkiyet, gerçekten eşsiz bir yaşam deneyimi yaratarak, doğal bir ihtişam ve tarihi cazibe duygusu yaymaktadır. Eve girdiğinizde, yenilenmiş kalpli çam zeminler ve kirişler sizi sıcak ve davetkar bir ortamla karşılıyor. Bu eskimiş ve yıpranmış malzemeler iç mekanlara karakter ve tarih duygusu katıyor. Çarpıcı bir odak noktası olan merdiven korkuluğu, zamansız bir gelişmişlik hissi uyandıracak şekilde New Orleans malikanesinden sevgiyle yeniden tasarlandı. Jackson, Mississippi'den alınan güzel eski kırmızı tuğlalar, evin kendine özgü estetiğine katkıda bulunuyor. Yıpranmış dokuları ve sıcak, toprak tonları çevredeki doğal güzelliği tamamlıyor. İçeride, rezidansın tamamı açık ve havadar bir atmosfer sağlayan yüksek tavanlara sahiptir. Bu mimari özellik yalnızca alan hissini arttırmakla kalmaz, aynı zamanda bol miktarda doğal ışığın filtrelenmesine olanak tanıyarak aydınlık ve davetkar bir iç mekan yaratır. Tesis, geniş araziye bir miktar huzur katan iki sakin göletle zenginleştirilmiştir. Washington ve St. Tammany arasındaki bölge sınırında yer alan mülk, benzersiz bir coğrafi konuma sahiptir, dolayısıyla adı “The Line”dır. Üç kat yüksekliğindeki ev, konforlu bir yaşam, eğlence ve çevredeki manzaranın güzelliğinin tadını çıkarmak için geniş bir alan sunuyor. Rezidansın her katı, hem işlevselliği hem de estetik çekiciliği en üst düzeye çıkaracak şekilde, modern konfor ve tarihi cazibenin uyumlu bir karışımını yaratacak şekilde özenle tasarlanmıştır. Genel olarak ev, mimari korumanın güzelliğinin ve tarih ile doğanın kusursuz entegrasyonunun dikkate değer bir kanıtıdır. Güney manzarasının zengin mirasını ve doğal ihtişamını kutlayan, türünün tek örneği bir yaşam deneyimi sunuyor.